BASIN BİLDİRİSİ
Tarih: 24.01.2012 | Okunma Sayısı: 1903

Bugün, basın tarihimizde araştırmacı gazeteciliğin en önemli isimlerinden, biri olarak kabul edilen Uğur Mumcu'nun, hain bir saldırı sonucu katledilişinin, aramızdan ayrılışının 19. yıl dönümü. Kendisini saygı ve rahmetle anıyoruz.

Hukuk Fakültesi mezunu olmasına ve avukatlık yapmasına rağmen gazeteci kimliği ile tanınan ve bilinen, aydınlık bir Türkiye ve kardeş bir dünya için mücadele edenlerin çok sevdiği,ancak karanlık gelecek için kirli emelleri olanların sevmediği ve kendisinin de asla bu kesim tarafından sevilmeyi istemediğini bildiğimiz Uğur Mumcu, başarılarla dolu gazetecilik hayatında önemli araştırmalarda bulundu.Mumcu; cehalete, karanlığa karşı dik duruşu, gerçeği ve doğruyu cesurca ve kararlı haykırışıyla araştırmacı gazeteciliğin önemli isimlerinden biriydi.

Bugün Ergenekon türü illegal yapılanmalarıyla ortaya dökülen, ülke gündemini ve zihinlerimizi allak bullak eden derin devlet yapılanmasını yıllar önce gündeme getirdi. Sadece gündeme getirmekle kalmadı, derin devletin şifrelerini çözmeye çabaladı, önemli ipuçlarına ulaştı. Bu yolda kendisine yöneltilen hiçbir tehdide de boyun eğmedi.

Eğer o dönemin yazıları doğru bir şekilde tahlil edilebilse, ipuçları takip edilebilse, bir şekilde bu kirli yapılanmanın üzerine gidilebilseydi, herhalde bugünkü Türkiye çok daha özgür ve güçlü bir ülke olurdu. Belki de bugün Uğur Mumcu için anma programı düzenleyen değil, Kocaeli Barosu veya Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti olarak düzenlediğimiz bir panelde bir etkinlikte onu dinleyen insanlar olurduk. Mumcu hala aramızda olurdu.

Uğur Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde siyasi düşüncelerinin değil, araştırmacı gazeteciliğinin bedelini ödedi. Toplumu aydınlatmanın, kardeşçe yaşamanın ve yaşatma isteğinin bedelini ödedi.Acı ve ağır bedellerin ödenmesine gerek kalmayan,avukatlığın, gazeteciliğin özgürce yapılabildiği, aydınlık bir Türkiye için mücadele etti.

Katillerin bulunamaması yada bulunmaması, bu tür siyasi cinayetlerin bütün ipuçları ve delillerin karartılıp, ortadan kaldırılması, ülkemizin ve o dönem görev yapan bütün yetkililerin üzerinde kara bir lekedir.Bugüne kadar bulunmaması ve bulunamaması da her dönemin yetkililerinin üzerine yapışan bir lekedir.

24 Ocak 1993'ten bu yana, ne yazık ki, bu cinayet bütün bağlantılarıyla aydınlatılamadı. Ancak 19 yıl önce Uğur Mumcu'yu uğurlayan yüz binler, bizler bu oyunun tutmayacağına, özgür ve demokratik bir ülkede bir arada yaşamaya devam edeceğimize yürekten inanıyoruz. Ülkemizin üzerindeki bu karanlık ablukanın uzak olmayan bir gün mutlaka dağıtılacağı umudunu biz de yüreğimizde koruyor, yaşam tarzıyla, yazdıklarıyla halkını aydınlatan, karanlık ilişkilerin arka planını yansıtmaktan canı pahasına çekinmeyen yürekli insan Uğur Mumcu'yu saygıyla anıyoruz

Ocak ayı gerçekten çok kötü bir ay. 24 Ocak 1993 yılında Uğur Mumcu katledilmiştir. 31 Ocak 1990'da da Muammer Aksoy katledilmiştir. 24 Ocak 2001'de yine Emniyet Müdürü Gaffar Okkan katledilmiştir. 19 Ocak 2007'de de Hrant Dink katledilmiştir. Cinayetlerin neden, nasıl ve kimler tarafından işlendiği bir türlü açığa çıkarılamamıştır, aydınlatılamamıştır, arkasındaki gizli ilişkiler gün ışığına çıkarılamamıştır. Bugüne kadar faili meçhuller adam gibi soruşturulmamış, araştırılmamış ve yargılanmamıştır, araştırılıyormuş, soruşturuluyormuş ya da yargılanıyormuş gibi yapılmıştır. 

Yaşadığımız coğrafyada demokrasiyi sağlamanın ilk koşulu demokratik hukuk devletini güçlendirmektir. Demokratik hukuk devletinin güçlenmesinin ilk koşulu da arkasında, tarihinde, özellikle yakın geçmişinde faili meçhul bırakılan bu sinsi ve adice cinayetlerden temizlenmiş, arındırılmış olmasıdır.

Türkiye'de aydınlıktan gözleri kamaşanların,bu cennet vatanı kirli karanlıklara hapsetmek için isteyen gözü dönmüşlerin nefesi,karanlığı güneş gibi aydınlatmayı hedefleyen, ve aydınlatma adımı atan mumları ve Mumcu’ları söndürmeye yetmeyecektir.Sönen bir mum, bir Mumcu olabilir.Ama yerine yenilerinin yandığından kimsenin kuşkusu olmasın.

Burada önemli olan tetikçilerin değil, tetikçilerin eline silah verenlerin adalet önüne çıkarılması, kirli oyunların bozulmasıdır. Hrant’ın katillerine ve azmettiricilerine 5 yıllık yargılama sonucu verilen cezalarda kamu vicdanını ve mağdur yakınlarını derinden yaralamıştır.

İşte bu oyunları bozmak, sadece Uğur Mumcu'nun değil, bütün avukatların, gazetecilerin görevi ve ödevi olmalıdır… Bu karanlık cinayetlerin ucu nereye ve kime uzanırsa uzansın tüm bağlantıları ile aydınlatılması başta mağdurların vicdanlarını rahatlatacak ve kamuoyunda huzur ve güven ortamını tesis edecektir.

Uğur Mumcu ve milletimizin huzuru için hayatını kaybeden değerlerimiz rahmet,minnet ve şükranla anıyoruz.

 

ETKİNLİK TAKVİMİ

17.10.2025
Av. Kadir Caner KARAKADILAR
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.