Bugün gelinen noktada ise kadınlar, öncelikle en temel insan hakkı olan yaşam hakkı için mücadele etmektedir. Hemen her gün haberlerine tanık olduğumuz ve maalesef son zamanlarda ilimizde de gerçekleşen eş cinayetleri insanlık tarihi için kara birer leke olarak anılacaktır. Elde edilen veriler gösteriyor ki; son on yılda kadın cinayetleri yüzde bindörtyüz artmış bulunmaktadır. Her üç kadından biri aile içi şiddete maruz kalmaktadır.
Haklar bağlamında, öncelikle her türlü şiddete uğramadan yaşama hakkının yanında, kız çocuklarının eğitim hakkından eşit şekilde yararlanamaması, çocuk gelinler, siyasette eşit temsil edilememe, karar alma mekanizmalarında bulunamamak, mesleki ayrımcılık kadınların en temel sorunlarını oluşturmaktadır.
Kadın hakları mücadelesinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin oluşabilmesi için biz diyoruz ki; öncelikle farkındalığı arttıracak bireysel ve toplumsal eğitim politikaları amaçlanmalı, yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalı, yasalar temel hukuk ilkelerine ve uluslararası sözleşmelere uygun olmalı ve bu yasaların toplumda etkin bir şekilde uygulanabilir olmasına dikkat edilmelidir. Ancak her şeyden önce toplumsal zihniyet değişimi gerçekleştirilmelidir.