BASIN BİLDİRİSİ
Tarih: 5.04.2013 | Okunma Sayısı: 2199


Yargı düzenin sağlıklı işlemesi çağdaş demokratik hukuk devletinin asgari gereğidir. Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu bağımsız ve tarafsız yargıdır. Bağımsız ve tarafsız yargı ise ancak özgür savunma ile anlam kazanır.  Hatta denilebilir ki; demokratik hukuk devletinin gücü yargılamaya savunmanın etkin katılımı ile ölçülebilir. Bu sebeple, savunmayı temsil eden avukatların yargılamada ifade ettikleri anlam adil yargılama, adaletin tecellisi ve kamu yararı açısından önemlidir.

 

Avukatlık mesleği onurlu ama  dünyanın en zor mesleklerindendir. Zorluğu avukatlık mesleğinin muhalif karakterinden kaynaklanır. Bu zorluk savunmayı yargının kurucu unsuru olarak görmeyen, yargılama faaliyetini demokratikleştiren meşrulaştıran unsurun savunma olduğunun bilincinin yerleşmediği ülkelerde daha da artar. Avukatlık mesleğini icra etmek daha da zorlaşır. Ülkemiz de avukatlık mesleğinin zor icra edildiği ülkelerden birisidir.

 

Ülkemizde, son 10 yıl içerisinde  meslektaşlarımıza yönelik 300' den fazla saldırı olmuştur. Bu saldırılardan kimi ölümle, kimisi de ağır yaralanma ile sonuçlanmıştır. Meslektaşlarımız kendilerine yönelen baskı, tehdit, korkutma ve saldırılara karşı son derece korumasız kalmaktadırlar. Kendilerini korumakla görevli kolluk görevlilerinin dahi saldırılar esnasında umursamaz davranışları, savcı ve hâkimlerin bu saldırıları yapan şahıslara karşı etkin koruma önlemi almamaları ve özensiz tutumları mesleğimizin ve meslektaşlarımızın karşı karşıya kaldığı tehlikenin boyutunu ortaya koymaya yeterlidir.

 

Avukatlar, maruz kaldıkları bu saldırıların yanı sıra mahkeme salonlarından dışarı çıkarılmakta, yaptıkları savunmalar dolayısıyla soruşturmaya uğramakta, celse cezaları almakta hatta tutuklanmaktadırlar. Son olarak Çağdaş Hukukçular Derneği  üyesi meslektaşlarımız, haklarında hiçbir suçlama ve gerekçe gösterilmeksizin gece yarısı yapılan bir operasyonla büroları ve evlerinin kapıları kırılarak göz altına alınmışlar ve sonrasında tutuklanmışlardır. Bütün bunlar, savunma mesleğine karşı bakış açısını ve tahammülsüzlüğü gösteren uygulamalardır.

 

Bu uygulama ve operasyonlar, Havana Kuralları olarak bilinen, Avukatların İşlevlerine İlişkin Temel İlkelere, uluslararası sözleşmeler ve belgelerle güvence altına alınan "adil yargılanma hakkı",   "savunma hakkı " gibi temel özgürlüklere ve Avukatlık Kanununa aykırıdır.

 

Kocaeli Barosu olarak, bu uygulama ve operasyonlara son verilmesi gerektiğini belirterek, yasaların kendilerine tanıdığı sınırlar içerisine avukatlık görevini yapan tüm meslektaşlarımızın yanında ve arkalarında olduğumuzun tüm kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz.

 

Avukatların meslek örgütlenmesi olmanın dışında önemli toplumsal dinamik olan barolara yönelik yapılan bazı uygulamalar da endişe vericidir. Bu kapsamda, İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında adil yargılamayı teşebbüs suçlaması ile dava açılmış olmasının kabul edilemez olduğunu ifade etmek isterim.

 

Mesleğimizin çok yönlü ve çeşitli sorunları bulunmaktadır.  Meslek sorunlarımız hukuk eğitimi ile başlamaktadır. Bu güne dek hiçbir akademik ölçüt gözetilmeden ve tabiri caizse rastgele hukuk fakülteleri açılmıştır. Bu sebeple, altyapısı yetersiz ve akademik yeterliliğe sahip olmayan hukuk fakülteleri kapatılmalı ve yeni  hukuk fakülteleri açılmamalıdır.    

 

Mesleğimizin sorunlarının çözümüne Avukatlık Kanunu ile başlanılmalıdır. Değişikliklere uğramış olsa da, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu 43 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bunun için  Avukatlık Kanunu değiştirilerek, günümüzün ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeni Avukatlık Kanunu yapılmalıdır. 

 

Biz yargı bağımsızlığından söz ederken sürekli hâkimlerin ve savcıların bağımsızlığından söz etmekteyiz. Oysa özgür, bağımsız ve güçlü savunma hukukun üstünlüğünün, hukuk devletinin, adil yargılanma duygusunun güvencesidir. Bunun  için, avukatlık mesleği ve barolar asli yargı kurumu olarak Anayasanın yargı bölümüne yer almalıdırlar.

 

Avukatlık mesleği ile ilgili reforma mesleğe kabul aşaması olan avukatlık stajından başlanılmalıdır.  Staja ve mesleğe kabul olmak üzere ciddi, objektif, tarafsız, şaibesiz ve eşitlikçi iki aşamalı sınav yapılmalıdır. Avukatlık staj eğitimi akademik gereklere uygun, uygulama yoğunluklu bir plan doğrultusunda yapılmalıdır.

 

Avukatlar olarak karşılaştığımız en önemli sorunlardan biri de belgeye ulaşma konusunda yaşadığımız güçlüklerdir. Avukatlık Kanunun 2. maddesinin son fıkrasında tüm kamu kurum ve kuruluşlarının avukatların görevlerini yerine getirmesinde yardımcı olmak zorunda olduğu ve özellikle de avukatların gerek duyduğu bilgi ve belgeleri, incelemesine sunmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir. Buna rağmen meslektaşlarımıza bilgi ve belgelere ulaşmakta zorluklar yaşatılmakta ve engeller  çıkarılmaktadır.

 

Bunun yanı sıra savcının ulaştığı belgelere aynı zaman ve anda savunma olarak bizim de ulaşmamız gerekir. Esasen bu silahların eşitliği ilkesinin de gereğidir. Oysa kimi zaman CMK’ daki mevcut kısıtlayıcı hükümler kimi zaman da savcı ve hâkimlerin keyfi tutumları nedeniyle hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında delil ve dosyalara ulaşmakta çok ciddi güçlükler yaşamaktayız.

 

Avukatlık hizmeti, Avukatlık Kanunu'nun 1. maddesinde kamu hizmeti olarak tanımlanmıştır. Kamu hizmeti olarak tanımlanan mesleğimiz ağır vergi yükü altındadır.Ayrıca, avukatlık hizmetinde KDV oranının % 18 olması çok ciddi bir sorundur ve verilen hizmetin kamu hizmeti niteliği ile de bağdaşmamaktadır.

 

Kamu avukatı meslektaşlarımızın özlük hakları ve vekalet ücreti sorunları artık çözülmelidir.

 

Bir 5 Nisan Avukatlar Gününü daha avukatlık mesleğinin ve savunmanın sorunlarını konuşarak geçirmenin burukluğu ile, tüm meslektaşlarımızın Avukatlar Gününü kutluyor, özgür, bağımsız sorunları çözülmüş savunmanın yer aldığı çağdaş demokratik hukuk devleti idealine ulaşmamız dileğiyle hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. 

ETKİNLİK TAKVİMİ

6.12.2025
Av. Kadir Caner KARAKADILAR
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.