11 Haziran 2013 günü İstanbul Çağlayan Adliyesi' nde, İstanbul Barosu üyesi meslektaşlarımıza çevik kuvvet tarafından açıkça hukuka aykırı müdahale yapılarak, 50' den fazla meslektaşımız yerde sürüklenerek, yaka paça gözaltına alınmışlardır.
Avukatların Rolüne Dair Havana Kuralları' nın 14. maddesine göre, "Avukatlar müvekkillerinin haklarını korurken ve adaletin gerçekleşmesine çalışırken ulusal ve uluslararası hukukun tanıdığı insan haklarını ve temel özgürlükleri yüceltmeye çalışırlar." 23. maddesine göre de, "Avukatlar özellikle hukukla adalet sistemiyle ve insan haklarının geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda tartışmalara katılma hakkına sahiptirler."
Bu ülkede yaşayan, bu toplumun içinden yetişen avukatların, ülkemizde veya kentimizde yaşanan olay ve gelişmeler ile ilgili olarak görüş açıklamaları, yapılan eylemlere katılmaları veya desteklemeleri avukatlık mesleğinin içeriğinde bulunmaktadır. Bu anlamıyla;
İstanbul Barosu üyesi meslektaşlarımızın Çağlayan Adliyesi' nde yapmak istedikleri tam da budur.
Savunma, gerek bireyler gerekse toplumun bütünü için ortak ve vazgeçilmez nitelikte bir güvencedir ve yargılama faaliyetini demokratikleştiren hukuk güvenliğini sağlayan asli bir unsurdur. Bu nedenle savunma hakkı ulusal düzenlemeler ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır.
Ayrıca da Avukatlık Kanunu gereği avukatların suçüstü hali dışında gözaltına alınması – aranması özel usul ve esaslara tabidir. Tüm bu yasal düzenlemelere aykırı hareket ederek hukuku ayaklar altına alma çabasını şiddetle kınıyoruz.
Muhalif eylemlere destek veren avukatların, siyasi dava ve dosyaları takip eden meslektaşların hukuk dışı yollarla gözaltına alınması sindirilmeye çalışılması son yıllarda rutin uygulama haline gelmiştir. Bu anlayış geçmişten günümüze üstünlerin hukukunu devam ettirme anlayışıdır. Bizim tüm kesimlerden tek dileğimiz ve talebimiz demokratik hukuk devletini hep birlikte kurmak ve yaşatmaktır. Herkesi ve her kesimi demokratik hukuk devletini tesis etmek için birlikte çalışmaya davet ediyoruz.
Önemli olan Çağlayan Adliyesi gibi Avrupa’ nın en büyük adliye binasını kurmak değil, dünyanın gıptayla bakacağı özgürlükçü hukuk devletini tesis etmektir.