02 Temmuz 1993 yılında Pir Sultan Abdal Kültür Şenliklerinin yapıldığı sırada Sivas’ta 35 kişinin katline sebep olan olayın üzerinden 20 yıl geçmiş olmasına rağmen, acısı yüreğimizi yakmaya devam etmektedir. Bu vahim olayın 20. yılında 35 canı alan karanlık elleri şiddetle lanetliyoruz. Bununla birlikte bu acı olayın gerçek faillerinin gün yüzüne çıkarılarak hak ettikleri cezayı almalarını sağlayacak bir yargılama sürecini başlatmayan, devam ettirmeyen ve sonuçlandırmayan tüm iktidarları da bir hukuk kurumu olarak kınıyoruz.
20 yıldan bu yana olayın gerçek faillerinin tespit edilememesi, sadece görünürdeki maşa olarak kullanılan failler ile yetinilmesi, bu faillerin de doğru ve tam olarak tespit edilip yargı önüne çıkartılmaması, yargı önüne çıkartılanların da zamanaşımı vs. bahanelerle cezasız bırakılması ülkemiz açısından büyük bir hukuk ayıbıdır. Geçmişten günümüze sürekli tarihi acı olaylarla dolu ülkemizde yaşam hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler ile insan haklarının tam ve eksiksiz güvence altına alınması demokratik hukuk devletinin tüm kurum ve kuralları ile tesis edilmesine bağlıdır. Üzülerek görmekteyiz ki, iktidarı ele geçirenler insan ve hak özgürlüklerini güvence altına almak yerine kendi adalet ve hukuk düzenlerini en makbul düzen kabul ederek hareket etmektedirler.
Siyasi görüş, din, mezhep, ırk, etnik köken, sınıf ayrılıklarını körükleyerek yurttaşlarımızın kamplara ayrılmasına sebebiyet veren anlayışların sonucu Kahramanmaraş olaylarıdır, Çorum olaylarıdır, Sivas olaylarıdır, Gazi olaylarıdır. Bu nedenle farklılıklarımızı ötekileştirmek yerine bu farklılıkları zenginlik olarak kabul edip, Anadolu mozaiğinde huzur ve barış içinde yaşamak için attığımız her adıma, söylediğimiz her söze dikkat zorunda olduğumuzun bilinci ile özellikle yetki ve makam sahibi kişileri bu konuda uyarmak zorundayız.