BASIN BİLDİRİSİ
Tarih: 10.07.2013 | Okunma Sayısı: 3362

 

Körfez İlçemiz' de yapılmak istenilen Dubai Port Limanı ile ilgili yaşanan yasal süreç kamuoyunda tartışılmaktadır. 


Öncelikle, sanayi kenti olan kentimizde limanların olması bir zorunluluk olmasına rağmen, planlama yapılmaksızın ve İzmit Körfezi'ni doldurarak yapılmak istenilen limanlara kentimize yaşatacakları çevre, deniz kirliliği, yaşam alanlarının daralması ve ulaşım sorunları sebebiyle karşı olduğumuzu belirtmek isteriz.


Dubai Port Limanı' nın yapımı ve yaşanan yasal süreç ile ilgili yaptığımız incelemeler sonrasındaki değerlendirmelerimizi şöyle açıklayabiliriz;

Dubai Port tarafından Körfez İlçesi Yarımca yerleşiminde yapılmak istenen "Yarımca Konteyner Terminali Projesi" için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 20.06.2007 gün ve 6984 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı verilmiştir.

Bu karar sonrasında kentimizdeki bazı sivil toplum örgütleri tarafından Kocaeli 1. İdare Mahkemesi' nin 2009/285 E. sayılı dosyasıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine "Çed Olumlu" kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açılmıştır.

Kocaeli 1. İdare Mahkemesi' nce yapılan yargılama sırasında, mahkemece davacıların yürütmenin durdurulmasına yönelik istemlerinin reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davacılar Kocaeli 1. İdare Mahkemesi' nin kararına Sakarya Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz etmişlerdir. Sakarya Bölge İdare Mahkemesi 27.02.2011 gün ve 2011/149 itiraz sayılı kararıyla davacıların itirazını kabul ederek, yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

Kocaeli 1. İdare Mahkemesi yargılamanın sonucunda 20.04.2012 gün 2009/385 E. ve 2012/381 K. sayılı kararıyla davacılar tarafından çed olumlu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddine karar vermiştir.

Davacılar Kocaeli 1. İdare Mahkemesi' nce verilen davanın reddine ilişkin kararı "yürütmeyi durdurma istemli olarak" temyiz etmişlerdir. Danıştay 14. Dairesi' nce yapılan temyiz incelemesi sonucunda "ÇED raporunda yargı kararıyla ortaya konulan eksikliklerin giderilip giderilmediği, raporun bilimsel veriler ışığında hazırlanıp hazırlanmadığı" hususları özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle üniversitelerin ilgili bölümlerinden oluşturulacak alanındaki uzman bilirkişi heyetiyle yaptırılacak keşif ve bilirkişi incelemesiyle açığa kavuşturulduktan sonra karar verilmesi gerekirken incelemeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir denilerek Kocaeli 1. İdare Mahkemesi' nce verilen davanın reddine ilişkin kararın bozulmasına karar verilmiştir. Danıştay 14. Dairesi' nce verilen bozma kararında" dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin" denilmiştir.

Danıştay' ın bozma kararına karşı tarafların karar düzeltme hakları bulunmakta olup, davalı bakanlığın karar düzeltme istemiyle Danıştay' a başvurduğu bilinmektedir.

Yargılama süreci ile ilgili belirlemelerimiz bunlardır. Ancak, kamuoyunda asıl tartışılan husus yargılama sırasında verilen yürütmeyi durdurma kararının geçerli olup olmadığı üzerinden yapılmaktadır. İdari yargılamada yürütme durdurma kararları geçici kararlar, tedbir niteliğindedirler. Yargılama sıarasında verilen yürütmeyi durdurma kararı da geçici niteliktedir ve bizce Kocaeli 1. İdare Mahkemesi' nce verilen davanın reddine ilişkin karar ile ortadan kalkmıştır. Danıştay' ın 14. Dairesi' nce verilen kararda da davacıların yürütmeyi durdurma istemiyle ilgili bir karar verilmesine gerek olmadığı belirlenmiştir. Bu durumda mahkemelerce verilen ve devam etmekte olan bir yürütmeyi durdurma kararı bulunmadığını düşünmekteyiz.

Ancak, belirtmek isteriz ki, Danıştay tarafından verilen bozma kararı sonrasında davalı idarenin yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığı' nın nasıl davranacağı önem taşımaktadır. Çünkü; bozma kararının doğuracağı hukuki etki İYUK' un 52. maddesinde öngörülmüştür. Bu madde hükmüne göre, "kararın bozulması, kararın yürürlüğünü kendiliğinden durdurur.

Mahkeme kararının yürürlüğünün durması, kararın hukuki geçerliliğinin belirli bir ana kadar baskıya alınmasını ifade etmektedir. O halde, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden bir karar verilinceye kadar temyize konu mahkeme kararının yürürlüğü durmaktadır. Davanın reddi yolunda verilen kararların temyiz incelemesi sonucu bozulmaları halinde söz konusu kararları uyarınca davalı idarece işlem tesis edilmesi zorunludur. Bozma kararı, davanın kabul edilmesinin doğuracağı hukuki sonuçları ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, bozma kararı üzerine davalı idare, bozma kararını uygulamak ve dava kabul edilmişçesine işlem tesis etmek zorundadır.

Bu sözlerimizden anlaşılması gereken " çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı veya çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir " kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili izin teşvik, yapı  ve kullanım ruhsatı verilemez. Proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Yani şu anda bir yürütmeyi durdurma kararı olmasa bile, ÇED raporu süreci tamamlanmamış olduğu  için Dubai Port Limanı' nın inşaatına devam edilmesi yasalara aykırıdır. Limanın yapımına izin verilmesi, göz yumulması doğru değildir ve yasal sorumluk doğurur.

Bütün bu anlatımlarımızdan daha önemlisi ise, İzmit Körfezi'nde liman ve diğer tesislerin yapımına ilişkin,  1/50.000 ölçekli İzmit Körfezi (Kocaeli Yalova) Bütünsel (Kıyı Geri Sahası) Planının Danıştay 6. Dairesi' nin 2009/890 E. - 2011/2549 K. sayılı kararı ve yine Danıştay 6. Dairesi' nin 2009/892 E. - 2011/2551 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş olmasıdır.

Söz konusu kararların gerekçelerinde, " dava konusu planın bütünsel plan olarak adlandırılmış olmasına karşın bütünselliği yakalamaktan uzak olduğu, kentsel gelişime, odak ya da kümelerin kapsamının irdelenmediği, bir yönetim planı yerine genel strateji kavramı altında fiziksel düzenlemeye dayalı bir plan anlayışının yeğlendiği, kıyı ve geri sahası bölgesinde ayrı bir planlama bölgesi tanımlayarak, kıyı ve geri sahasının art bölgesi ile bütünleşmesi ve birlikte planlanmasına yönelik bir süreci imkansızlaştırdığı belirlenerek dava konusu imar planın şehircilik ilkelerine ve  planlama esaslarına aykırı olmasıyla iptal edildiği belirtilmiştir. Bu planın iptal edilmesinden sonra yeni bir plan da yapılmamıştır. Bu durumda İzmit Körfezi' nde Dubai Port Limanı başta olmak üzere yeni limanların hiçbirinin yapılması söz konusu değildir.

Kocaeli Barosu olarak, Avukatlık Kanunu' nun bize verdiği görev ve yetkiye dayanarak yasalara ve mahkeme kararlarına aykırı, hukuk dışı uygulamalara karşı çıkacağımızı ve ilgililer hakkında yasal yollara başvuracağımızı Kocaeli kamuoyunun bilgisine sunarız.  

ETKİNLİK TAKVİMİ

6.12.2025
Av. Kadir Caner KARAKADILAR
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.