24 Ocak 1993 tarihinde otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden hukukçu ve gazeteci kimliğiyle herkesin tanıdığı ve inandığı, bir dönemin “Sakıncalı Piyadesi” Uğur Mumcu’yu katledilişinin yıldönümünde anarken, aramızdan ayrılışının acısını yüreklerimizde ilk günkü gibi hissediyor ve 21 yıldır her 24 Ocak gününde kendisini tüm dostları olarak rahmet ve sevgi ile anıyoruz..
Hukukçu olmasının yanında ülkemizde araştırmacı gazeteciliğin önde gelen isimlerinden olan Uğur Mumcu, başarılarla dolu gazetecilik hayatında cehalete karşı dik duruşu, gerçeğe ulaşma gayreti ve doğruyu cesurca - kararlılıkla savunma amacından hiçbir zaman ödün vermemiştir.
Yaşamı boyunca hukukçu kimliğinin bir yansıması olarak bu gün çok tartışılan ve anayasal demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan “Kuvvetler Ayrılığı” ilkesine yönelik uyarıları ve bu ilkenin ihlal edilmesi halinde yaşanacak siyasi kaosa ilişkin yazı ve görüşleri kulaklarımızda çınlamaktadır. Bu gün ülkemizde yürütme ve yargı organları arasında yaşanan güç savaşı tüm hızı ile devam ederken, Uğur Mumcu’ nun haklılığı bir daha gözler önüne serilmektedir.
21 yıl önce bugün katledilen Uğur Mumcu, hayatını yolsuzluk ve yoksulluktan arınmış “Tam Bağımsız Türkiye” idealine adamıştı. Araştırmaları ve yazıları ile emperyalist güçlerin ve onların işbirlikçilerinin ülkemiz üzerinde oynadıkları kirli oyunların üzerine korkusuzca gitmişti. Onun bu korkusuz tavrı belki de sonunu hazırlamıştı.
Uğur Mumcu’nun yazmış olduğu sayısız makale, araştırma yazısı ve kitapları ile demokrasi ve siyasi tarihimizin önünü açacak uyarılarda bulunduğu bugün çok daha net olarak görülmektedir. Son yıllarda ve günlerde yaşadığımız Yolsuzluk-Rüşvet olayları ve Paralel Devlet örgütlenmeleri bize Rahmetli Uğur Mumcu’nun “Tarikat - Siyaset - Ticaret” kitabındaki anlattıklarının ne kadar doğru olduğunu göstermektedir. O günden bugüne değişen tek şeyin aktörler ve mekanlar olduğunu üzülerek görmekte ve yaşamaktayız.
Uğur Mumcu’nun yaşadığı dönemde yazdığı, araştırarak ortaya koyduğu gerçekler ve bunlardan çıkarılacak dersler o gün için dikkate alınmış olsaydı, bugün şikayet edilen karanlık yapılanmaların, hukuksuzlukların önüne geçilmiş olacak, ülkemiz çagdaş demokratik hukuk devleti olabilme hedefine varmak için mesafe almış olacaktı.
Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993 tarihinde haince öldürülmesinin üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen, Uğur Mumcu cinayeti halen aydınlatılamadı. Uğur Mumcu cinayeti, ülkemizde yaşanan binlerce cinayet gibi faili meçhul olarak kaldı. Ne bombayı koyanlar, ne de onların arkasındaki karanlık güçler bulunamadı. Türkiye, yıllardır bağımsızlık ve demokrasi sevdalısı evladının katillerini bulamamanın ayıbı ile yaşıyor.
Uğur Mumcu cinayeti ülkemizin gazetecileri, hukukçuları, aydınları ve özgürlük sevdalılarının öldürüldüğü faili meçhul cinayetlerin ne ilki ne de sonuncusuydu. Ülkemiz, yaşanan binlerce faili meçhul cinayetleri aydınlatmadan, bu cinayetlerin arkasındaki karanlık güçleri ortaya çıkarmadan demokratik hukuk devleti olamaz. Bu topraklarda insan hakları ve özgürlüklerinin yerleşmesi için tüm faili meçhul cinayetleri aydınlatmak, hukuksuzlukların önüne geçmek gereklidir. Ancak bu şekilde tam ve eksiksiz demokrasiyi ve insan haklarına dayalı hukuk devletini tesis edebiliriz. Bu sebeple yetkili ve sorumlu herkesi faili meçhul cinayetleri aydınlatmak için göreve çağırıyoruz.
Toplumu aydınlatma, kardeşçe yaşama ve yaşatma şiarını sürekli yansıtan bir hukukçu, gazeteci olarak Uğur Mumcu’nun, bir demokrasi şehidi olarak tarihimizde altın harflerle yerini aldığı ülkemizde yaşayan herkes tarafından kabul edilmektedir.
Hayatını bağımsızlık ve demokrasi mücadelesine adayan, bu uğurda yaptıklarıyla hedef seçilen ve susturulan, geleceğimize ışık tuttuğuna inandığımız Uğur Mumcu’yu, Cumhuriyetimize, demokrasimize sahip çıkan, özgürlüklere inanan bizler, katledilişinin 21. yılında saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz.
Uğurlar olsun Uğur Mumcu.