21.04.2015 tarihinde Afyonkarahisar Barosu’na bağlı meslektaşımız Av. Umut KILIÇ izahı ve kabulü mümkün olmayan bir kararla tutuklanmıştır. Sulh Ceza Hakimliğince verilen bu karar Türk yargı sisteminin geldiği hazin durumu gözler önünde seren bir dizi olay içerisinde yerini almış olup bu olay karşısında barolar olarak sessiz kalmamız düşünülemez. Gerek meslektaşımız hakkında tutanak tutanlar ve gerekse meslektaşımızın tutuklanması yolunda karar verenler bir gün mutlaka ihtiyaç duyacakları hukuku elbirliği ile ve bir kez daha katletmişlerdir.
Meslektaşımız Av. Umut KILIÇ'ın Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesi ile tutuklanarak cezaevine gönderilmesi mesleğimize yapılan ağır bir saldırı olması yanında açıkça hukuka aykırıdır. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı kararlarda da açık olduğu üzere halka mal olmuş kişilerden olan ve dolayısıyla eleştiri sınırları diğer vatandaşlara göre olabildiğince geniş kabul edilen Cumhurbaşkanı için sarf edilen sözler nedeniyle bir vatandaşın ve üstelik bir hukukçunun tutuklanması hiçbir düzlemde izah edilemez.
Hukuka aykırı bu kararda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince alınan kararlar görmezden gelindiği gibi Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanına Hakaret suçunun nitelikleri ve yine Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun tutuklama şartlarına ilişkin 100. maddesinde yer alan düzenlemelere açık bir biçimde aykırı davranılmıştır. Meslektaşımızın eylemi, yapılan yargılama sonunda suç kabul edilse dahi netice cezanın hükmün açıklanmasının geri bırakılması sınırında olması nazara alındığında vaki tutuklamanın tedbir niteliğinden ve orantılılık ilkesinden asla söz edilemez. Yine yaptığı işi, adresi ve tüm kimlik bilgileri açık olan bir avukatın kaçma şüphesinden hangi somut gerekçe ile bahsedildiği de anlaşılamamıştır. Üstelik somut olayda delillerin karartılması ihtimali ve başka bir delil de bulunmadığı halde meslektaşımızın aleyhine düzenlenen tek bir tutanakla hürriyetinden yoksun bırakılması evrensel hukuk kuralları ile izah edilemez.
Ceza Muhakemesi Hukukundaki en ağır tedbir olan tutuklama tedbirinin siyasi erklerin ya da siyasi bir erk gibi davranan erklerin isteği ve memnuniyeti doğrultusunda bir baskı, sindirme ve cezalandırma aracı olamayacağını kendileri de hukukçu olup bu kararı veren mercilere anlatmak dahi başlı başına üzüntü vericidir.
Unutulmamalıdır ki, yargı bağımsızlığı ve adalete kendisini hiçe sayanlarca da ihtiyaç duyulacaktır. Biz bugün hukukun katledildiğine, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın her gün giderek artan şekilde sistematik saldırılara maruz kaldığına bir kez daha şahit olduk.
Av.Umut Kılıç’ın haksız yere tutuklanmasını esefle kınarken, mesleğimize ve meslektaşlarımıza yapılan saldırı ve baskılara asla boyun eğmeyeceğimizi, haksızlığa uğrayan her bireyin her zaman yanında olacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiririz.
KOCAELİ BAROSU
AVUKAT HAKLARI MERKEZİ