Hrant’ın hedef gösterilmesinde, tehdit edilmesinde ve öldürülmesinde mükemmel bir koordinasyonun varlığına rağmen konu katil bir çocuk ve ağabeyleriyle sınırlandırılmıştır. Cinayeti sadece ihmal ve öngörü eksikliğiyle açıklamak elbette imkansızdır. Bu olsa olsa devletin ve toplumun vicdanını rahatlatma çabasıdır. Ne yazık ki; geçen 4 yıl bu anlamda bile toplumun vicdanını rahatlatmamış; buzdağının görünen yüzündeki sorumlular dahi bu insanlık suçunun bedelini tam olarak ödememişlerdir.
Hrant’ın katlinden sonra 250 bin kişinin katıldığı cenaze töreninde “Hepimiz Hrant’ız” söylemini yükseltmek isteyen kitlelere rağmen, bir kez daha anladık ki; Hrant olamadık ve olamayacağız.
Bu mükemmel koordinasyonun gerek duyduğunda toplumda yarattığı linç kültürüyle, farklıyı, kendinden olmayanı, işlerine gelmeyeni söyleyenleri nasıl sürgünlerle, linçlerle, cinayetlerle susturduğunu Maraş’ta, Sivas’ta, Dörtyol’da gördük. Şairlerimizi, yazarlarımızı, halk ozanlarımızı, farklıyı konuşmaktan çekinmeyen insanlarımızı; Nazım HİKMET’i, Sabahattin ALİ’yi, Ruhi SU’yu, Uğur MUMCU’yu, Ahmet KAYA’yı elimizden alan bu linç kültürünün son halkası da Hrant DİNK olmuştur.
Ülkemizde gerçek anlamda demokrasinin ve insan haklarının sağlanması; ancak bu değerlerimizin yalnız ölmediklerini açıkça söyleyebilmek ve şiddet içermeyen her türlü farklı fikrin açıklanmasının ve tartışılmasının mümkün kılınmasını sağlamakla olabileceğini biliyoruz.
“Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkek&S230;” demişti Hrant. O’nun bu sözleri, kendisine yöneltilen tüm tehditlere, saldırılara ve suçlamalara rağmen insanlara güvenini ve inancını yitirmediğinin en açık ifadesiydi.
O’nun katledilişi, hepimizi kirlettiği gibi, sorumluda kılmıştır. Hem O’nun katillerinin cezalandırılması hem de bundan sonra tüm güvercinlerin ürkmeden, korkmadan yaşayabildiği bir toplum yaratmak hepimizin sorumluluğudur.