GAZETECİLERİN TUTUKLANMALARINA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI
27 KASIM 2015
Basın-yayın özgürlüğü parlamenter demokratik sistemlerin vazgeçilmez temel unsurudur. Hukukun üstünlüğü, insan hakları, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi demokratik siyasal rejimin temelini oluşturur. Demokrasilerde basın, halkın doğru ve sağlıklı haber alması, şeffaf bir yönetim anlayışının yerleştirilmesi için olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. Basın-yayın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede gerçek anlamda demokratik bir yönetimden bahsedilemez.
26 Kasım 2015 tarihinde İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce verilen karar ile Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmaları, öncesinde yaşanan süreç dikkate alındığında bağımsız ve tarafsız yargı konusunda toplum nezdindeki şüpheleri pekiştirmekle birlikte basın yayın özgürlüğü ile ilgili ülkemizde yaşanan sorunları da ortaya koyan son somut örnektir.
Hiçbir kimse suç işlemekten masun değildir. Ancak, hiçbir kimseye, bağımsız mahkemelerce verilmiş ve kesinleşmiş mahkumiyet kararı olmadan suçlu muamelesi yapılamaz. Tutuklamanın hangi durumlarda uygulanabilecek bir tedbir olduğu CMK'da açıkça belirtilmiştir. Kanun'da aranan şartlar hiçe sayılarak verilen tutuklama kararı peşin bir cezalandırma niteliğindedir.
Önemle belirtmek isteriz ki, verilen son tutuklama kararları hukuki olmaktan çok siyasi nitelik arz etmektedir. Bu durum, yargının yürütme ile ilişkisinin ve Sulh Ceza Hakimlikleri'nin yeniden tartışılması zorunluluğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Bütün bu nedenlerle, hukuk uygulayıcılarını, daha bağımsız, daha tarafsız hareket etmeye, herkesi yargı bağımsızlığına müdahale oluşturabilecek her türlü davranıştan kaçınmaya davet ediyor, daha bağımsız bir yargı, daha özgür basın için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi tüm kamuoyuna önemle arz ediyoruz.