10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin yayınlanmasının üzerinden 67 yıl geçmiş olmasına rağmen bugün, ülkemizde ve dünyada ayrımcılık, eşitsizlik, yoksulluk gibi temel konularda insanlığın mücadelesi ne yazık ki değişmemiştir.  Dünyanın birçok yerinde insan hakları mücadelesi hala devam etmekte ve küresel yoksulluğun ivme kazanmasıyla birlikte “onurlu yaşam” söylemi her alanda daha çok duyulmaktadır.

İnsan Haklarının Anayasası olarak tanımlanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, dil, din, renk, cinsiyet ve sınıf farklılığı gözetmeksizin, tüm insanların sadece insan olmalarından kaynaklı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olduğunu ilan etmektedir. 2010 ve devamı yılları, özellikle küresel ekonomik krizle birlikte öncelikle Ortadoğu’da, sonrasında dünyanın birçok yerinde kitlesel hak arayışı mücadelelerine sahne olmuştur. Bugün sosyal devlet ilkesinin ve sosyal adaletin yeniden tartışılmasına neden olan gelir dağılımındaki adaletsizlikler, insan hakları mücadelesinin seyrini değiştirmiş ve insan haklarını dünyanın öncelikli sorun alanlarından biri haline getirmiştir.

Bugün ülkemizde ve dünyada İnsan haklarının geldiği noktaya baktığımızda, hak anlayışındaki birçok sorun karşımıza çıkmaktadır. Cezaevi koşullarını, adil olmayan yargılamaları, kadın haklarını, çocuk haklarını, işçi haklarını, düşünce mahkûmlarını, mültecileri, sığınmacıları, sokağa çıkma yasaklarını, işkence ve kötü muameleyi ve ifade özgürlüğünü de içeren birçok konu dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de hala çözüm bekleyen konulardandır.  Dünya İnsan Hakları Günü’nün kutlanmasına kısa bir süre kala, Diyarbakır'da alçak bir saldırı ile kaybettiğimiz, özellikle insan hakları konusunda duyarlılığı ile tanınmış ve hukukçu kimliği ile bu uğurda yıllarca mücadele etmiş Diyarbakır Baro Başkan'ı sayın Tahir Elçi’nin insanın en temel hakkı olan ‘yaşama hakkı’ nın elinden alınmış olması, bugünün hepimiz için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. 

Ülkemizin içinde bulunduğu ortamda, asayiş ve düzenin sağlanması adına uygulanan bir takım yasaklar, yasalara ve hukuka uygun, temel insan haklarını gözetecek şekilde olmalıdır. Hukuk devleti düzeninde alınacak tedbirlerin, insanları temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakması asla düşünülemez ve kabul edilemez.   

Dünyada, Ortadoğu'da ve özellikle ülkemizde içinde bulunduğumuz dönemde, kısmen vekalet savaşları ile çeşitli örgütler kanalı ile geniş halk yığınlarının temel insan hakları olan barınma, mülkiyet ve yaşam hakkı ihlal edilmekte ve büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Bu korkunç tablonun karşısında her gün yüzlerce sivil insan katledilmektedir. Bu somut durum, özellikle insan hakları konusunda çalışmalarda bulunan biz hukukçuların mücadelelerini yükseltmelerini zorunlu kılmaktadır. Bizler biliyoruz ki, şu an içinde bulunduğumuz olağanüstü dönemde mücadelemiz, insan hakları ve evrensel hukuk ilkelerinin uygulanması için dünyada ve ülkemizde tüm gücümüz ile devam edecektir.

Kitlesel hak arama ve demokrasi mücadelelerinin yılı olan 2015 yılında, Dünya İnsan Hakları Günü’nün 67. yılını daha fazla barış ve her düzeyde adaletin sağlandığı günlerin özlemiyle kutluyoruz.

KOCAELİ İNSAN HAKLARI KOMİSYONU