TÜBAKKOM (TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ KADIN HUKUKU KOMİSYONU)

İL DÖNEM 4, GENEL ÜYE TOPLANTISI

-GENEL KURUL-

(04-05 Mayıs 2013, Kuşadası) SONUÇ BİLDİRGESİ

TÜBAKKOM, Türkiye Barolar Birliğinin bir komisyonu olarak kurulduğu 05 Haziran 1999 tarihinden bu yana toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, cinsiyet ayrımcılığının ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için Ulusal ve Uluslararası mevzuatta kadının insan haklarına İlişkin düzenlemelerin yaşama geçirilmesi ve bu düzenlemelerin eşit ve adil uygulanmasının sağlanması, evrensel hukuk ölçeğinde adalet ve eşitlik prensibine aykırı mevcut düzenlemeleri ve uygulamaları değiştirecek çözüm önerilerinin saptanması ve savunulmuş, kadınların haklarını öğrenmeleri ve kuullanmalarını sağlamaya yönelik eğitim çalışmaları yapılması ve gönüllü danışmanlık hizmeti verilmesi, kadının insan hakları mücadelesine kamuoyu desteği sağlanması vb. konularda mücadele yürütmektedir.

Bizler, TÜBAKKOM üyesi Baroların Kadın Hukuku Komisyonu temsilcileri olarak; TÜBAKKOM 11. Dönem Sözcüsü Aydın Barosu ile Adana Barosu, Aksaray Barosu, Ankara Barosu, Antalya Barosu, Balıkesir Barosu, Bursa Barosu, Çanakkale Barosu, Çorum Barosu, Denizli Barosu, Edirne Barosu, Eskişehir Barosu, Gaziantep Barosu, Giresun Barosu, Hatay Barosu, Isparta Barosu, İstanbul Barosu, İzmir Barosu, Kayseri Barosu, Kocaeli Barosu, Konya Barosu, Malatya Barosu, Manisa Barosu, Mersin Barosu, Muğla Barosu, Nevşehir Barosu, Ordu Barosu, Osmaniye Barosu, Sakarya Barosu, Samsun Barosu, Sivas Barosu, Tekirdağ Barosu, Trabzon Barosu, Uşak Barosu, Van Barosu, Yalova Barosu, Zonguldak Barosu katılımı ile 4-5 Mayıs 2013 tarihlerinde Kuşadası' nda gerçekleştirdiğimiz TÜBAKKOM 11. Dönem 4. Genel Üye Toplantısı, Genel Kurulu 'nda alınan kararlara İlişkin aşağıdaki hususları kamuoyu ile paylaşma gereği duyuyoruz;

1. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu kanuna ilişkin 28532 Sayılı Uygulama Yönetmeliği uyarınca şiddet mağduru lehine koruyucu - önleyici tedbir kararların verilebilmesi için hiç bir delil aranmaması gerekmektedir. Ayrıca verilen tedbir kararlarının şiddet uygulayana ivedilikte tebliğinde ve bu kararların ihlali halinde derhal tutanak tutulması hususunda; kolluk kuvvetlerini hassasiyete davet ediyoruz.

2. "Çağrı üzerine koruma kararı" evrağında yer alan ve mağdurun imzalaması zorunlu kılınan, "tehdit bulunduğu tespit edilse dahi, görevli memuru özel hallerimde kullanmamam gerektiği tarafıma tebliğ edildi'" ibaresi; verilen koruma kararının ruhuna aykırıdır. Olası tehlikenin zaten mağdurun özel hayatında bulunması sebebiyle, şiddet mağdurundan böyle bir taahhütte bulunması beklenemez

Ayrıca uygulamada, çağrı üzerine korumada görevli memurun günlük masraflarının da şiddet mağdurundan talep edildiği görülmektedir. Bu hususta yaşanan sorunların takipçisi olacağımızı ve eksikliklerin telafisi için İçişleri Bakanlığı ile yazışma hususunda hemfikir olduğumuzu bildiririz.

3-) Toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin ana kaynaklarından biri hiç kuşkusuz "çocuk gelinler", "çocuk anneler" sorunudur. Bu sorun ülkemizde, görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir boyuta ulaşmıştır. Türkiye'de her dört evlilikten birinde çocuk gelin mevcuttur. TUÎK verilerine göre 2012 yılında 40.000 kız çocuğumuz gelin olmuştur, Bu durumun da kız çocuklarımızın başta eğitim haklarını ellerinden aldığı, ergen gebelikler ile fiziksel ve psikolojik darbe almalarına neden olduğu tartışmasızdır.

Bu sorunun çözümü için öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 124. maddesinde "17" olarak ifadesini bulan evlilik yaşı; Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nda rüşt yaşı olarak düzcnlenen "18" yaş ile uyumlu hale getirilmeli, 18 yaşını doldurmamış her bireyin "çocuk" olduğu unutulmamalıdır. Medeni Kanun'un 124/2, Maddesi ile "olağanüstü durumlarda ve pek önemli sebeplerde" hakim izni ile 16 yaşını doldurmuş çocuklara evlilik izni verilmesinin de çocukların gelin olmasına adeta fırsat sağladığı açıktır.

Bizler TÜBAKKOM üyeleri olarak 15'inde gelin, 16'sında anne, 17'sinde mutsuz, I8'inde umutsuz bir nesil istemiyoruz Çocuk Koruma Kanunu'na göre "korunması ve desteklenmesi" gereken 18 yaşını doldurmamış çocuklarının gelin ve daha sonrasında anne oluşunu destekleyen veya duruma seyirci kalan anne-babaların da cezai sorumluluğu olduğunu, Devletin de bu hususta aydınlatma, bilgilendirme yükümlülüğü bulunduğunu belirtmek isteriz.

4-) Savunma hakkına ve avukatlık mesleğinin icrasına yapılan ve gün geçtikçe daha da artan saldırıların adil yargılanma hakkına, hukuka, yargıya yapılmış bir saldırı olduğunun kabulüyle; kadın avukatlara yönelik; özellikle de kadın hakları savunuculuğu yaparken maruz kalman saldırıların, cinsiyetçi-baskıcı tavrın karşısında olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu bağlamda antidemokratik uygulamalara ve toplumun her kesiminde adeta olağan hale gelen şiddet dilinin kullanımına derhal son verilmesi gerekmektedir.

Üstünlerin hukukuna değil; hukukun üstünlüğüne olan inancımızla, daha önce aldığımız ilke kararını yineleyerek mesleki faaliyetlerinde sırf "kadın" olmaları nedeniyle mağdur edilen meslektaşlarımızın hak arama mücadelesindeki hukuksal sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna ve ilgililere duyururuz.

5-) Genel Kurul' da yapılan gizli oylama sonucunda Samsun Barosu 12. Dönem Sözcülüğü' ne seçilmiştir. TÜBAKKOM Yönergesi uyarınca Ankara Barosu, İstanbul Barosu ve İzmir Barosu Kadın Hukuku komisyonlarının doğal üye olduğu Yürütme Kurulu üyeliklerinde de Ege Bölgesi' nden Aydın Barosu, Akdeniz Bölgesi' nden Adana Barosu, Doğu Anadolu Bölgesi' nden Malatya Barosu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi' nden Gaziantep Barosu, İç Anadolu Bölgesi' nden Eskişehir Barosu, Karadeniz Bölgesi' nden Zonguldak Barosu, Marmara Bölgesi' nden Bursa Barosu seçilmiştir.